17. HD. - HARÇLARDAN SORUMLULUK - DAVANIN KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili asıl davada, 10/08/2014 tarihinde davacının sürücüsü olduğu dava dışı ...'a ait araç ile davalı idaresindeki aracın çarpışması neticesinde meydana gelen kazada aracın hasarlandığını, araç hasarının zmssden aldıkları miktardan karşılanmayan davacı tarafından malike ödenen 16.700,00 TL araç hasarı zararının olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili birleşen davada, aynı olaya ilişkin olarak, davacının ağır yaralanarak kalıcı malul kaldığını beyanla, 150.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ..., davacı ...'ın aracın hasar tazminatını sigortadan 26.800,00 TL ödendikten sonra hasarlı olan aracın bakiye kalan 16.700,00 TL'sini kendi imkanları ve maddiyatı ile ödediğini beyan ettiğini, ancak sigorta tarafından ödenmeyen 16.700,00 TL parayı araç maliki bulunan ...'a ödeyerek aracın devrini 16.700,00 TL karşılığı alarak kar ettiğini, bu durumun dava dilekçesinde beyan edilmediği, mağdur edilen tarafın kendisi olduğunu, davacının kazadan sonra çalışmaya başladığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabul ve kısmen reddine, 4.450,00 TL araç hasarı nedenli maddi tazminatın kaza tarihi olan 10/08/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, birleşen dava yönünden davanın kısmen kabul kısmen reddine, 40.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 10/08/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının, davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10. maddesinde "(1) Manevi tazminat davalarında avukatlık ücreti, hüküm altına alınan miktar üzerinden Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. (2) Davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez..." düzenlemesi yer almaktadır.
Somut olayda, birleşen davada davacının manevi tazminat talepleri kısmen kabul edilmiş, davacı lehine 4.750,00 TL vekalet ücreti, davalılar lehine 11.550,00 TL nispi vekalet ücretine hükmedilmiştir. Bu durumda davalı lehine hükmedilen vekalet ücreti, davacı lehine hükmedilen manevi vekalet ücretini geçemeyeceği gözetilmeden karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-Yargılama sonucunda kısmen haklılık durumu ortaya çıktığında ve kısmen kabul-kısmen red şeklinde hüküm kurulduğunda, harçlar yargılama giderleri gibi haklı çıkma oranında taraflar arasında paylaştırılamayacaktır. Zira, davanın reddi dışında harç daima davalıya yükletileceğinden, diğer giderler gibi kazanılan, kaybedilen miktara göre tekrar bölüştürme yapmak mümkün olmayacaktır. Bu nedenle yargılama giderlerinde kabul ve red durumuna göre oranlama yapılırken harçlar oranlamaya tabi olmadığından harcın oranlanması hatalı olup bozma sebebi ise de;
bu yanılgıların giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, 6100 sayılı HMK.'nun geçici 3. maddesi delaletiyle mülga 1086 sayılı HUMK'nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün B-2 numaralı bendinde yer alan "kabul/red oranına göre 737,74 TL'sinin davalıdan, geriye kalan 1.482,33 TL'nin ise davacıdan" ibaresinin çıkarılarak yerine "davalıdan" ibaresinin yazılmasına, hükmün B-6 numaralı bendinde yer alan "11.550,00 TL" ibaresinin çıkarılarak yerine "4.750,00 TL" ibaresinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 2.277,28 TL kalan onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 28/01/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.